OTOBİYOGRAFİ


               İlkokul ve ortaokul yıllarım Sungurlu’da geçti.Orta gelirli bir ailem vardı.Derili köseleli ayakkabıların çok az görüldüğü o dönemlerde, lastik ayakkabıların yenisi mutlu etmeye yeterdi.
           Nüfus cüzdanımda 1948 yazsa da ( maaş alabilmek için  iki yıl yaş büyütme nedeniyle) doğum yılımın 1950 oluşunda bir tereddüt yok.O zamanlar nüfusa yazdırma zamanında yapılmadığı için 30 Nisan da doğduğum kesin değil.Anacığım tipili bir kar yağışı günüydü demişti. Babam o zamanlar mayısta da kar yağardı derdi. 
           Ortaokuldan sonra ailece Ankara'ya göçtük.Öğretmen okulu ve okul sonrası yıllarımın büyük bölümünü Ankara’da yaşadım.Ankara aşkı o yıllarda başladı.Ankara sokakları,mesire ve eğlence yerleriyle geliştim.Gurbetin, sıla özleminin ne olduğunu Ankara dışına çıktığım zaman anlıyordum.Şiirleriyle,düz yazılarıyla hayran olduğum büyük üstad Yahya Kemal’e ‘’ANKARA’NIN NESİNİ SEVERSİNİZ ?‘’sorusuna, ‘’ ISTANBUL DÖNÜŞÜNÜ ‘’ demesine çok kızardım.
             
            Şiire olan sevgim Diyarbakır Eğitim Enstitüsü yıllarında bir tutkuya dönüştü.Okulu bitirip Yozgat-Çayıralan’a atandığımda el çantamda büyük bir elmas parçası olarak gördüğüm şiir defterim vardı.Bu şiirlerin belki bir sanat değeri yoktu. Her dizesinde yoğun duyguların bulunduğu,canım gibi sakladığım, sevdiğim o defteri ,yine yoğun bir duygusallık anımda lime lime edecektim.
            1977-1982 yılları arasında idarecilik yaptım.Alper-Gültekin adlı iki oğlum ve eşimle Yozgat’ın o buzlu soğuk ortamında beş yıl yaşadım.
         Çoğumuzun o dönemde tam kavrayamadığı siyasi değişimler ve kavgalar sonrası isteğim dışında Balkesir-Savaştepe Lisesi’ne atandım.
          Bir köy görüntüsündeki Savaştepe’de duramam derken tam yedi yıl kaldım.Halkın yerel giysileri ile ilk kez karşılaşan eşimin  ‘’ RAŞİT,BUNLAR ÇARŞIDA PAZARDA PİJAMA İLE DOLAŞIYORLAR’’ deyişi güldürmüştü bizi. Savaştepe ilçe Milli Eğitim Müdürü’nün ‘’ Burada kendine yazık ediyorsun…Balıkesir Özel Dersaneleri senin gibi bir öğretmen arıyor,bu fırsatı kaçırma’’ demesinin de etkisiyle istifa ederek 1989 da özel bir dersanede Türkçe-Edebiyat öğretmeni olarak çalışmaya başladım.
            Dersane yıllarım öğretmenliğimin en parlak dönemi olmuştur. ‘’Balıkesir dersaneleri arasında paylaşılmayan bir öğretmen olmuş-tum.’’ dersem egoistlik yapmış olmam . ’’25 kişilik sınıfın tamamı sana aşık’’  diyen öğrencimin sesi hala kulaklarımda...

           İki yıldır çalışmıyorum. Emekliliğe alışamadım.Çalışmayı özlüyorum. Bir tek güzel tarafı, şimdi daha rahat,daha çok okuyor ve yazıyorum…

RAŞİT.GÜNEŞ

Şiir, yüreği büyüleyen bilgeliktir...